12 Şubat 2018 Pazartesi

İngilizce-Türkçe Cümle Analizleri



Because of its prominence, water has long played an important religious and philosophical role in human history.

Ehemmiyeti nedeniyle su, insanlık tarihinde önemli bir dini ve felsefi rol oynamıştır.



E-money (Electronic Money), the usage of which is not common, is exactly the money you can spend on purchases under your name on your computer's hard drive that you use and on the internet; as you spend, the amount you spend is decreased from the total.

Kullanımı pek yaygın olmayan e-para (Elektronik Para), tam olarak, kullandığınız bilgisayarın sabit diskinde sizin adınıza bulunan, ve internet üzerinde yaptığınız alışverişlerde harcayabileceğiniz paradır; siz harcama yaptıkça, harcadığınız miktar toplamdan düşülür.

When someone is depressed, negative thoughts often persist, but more positive thoughts are easily forgotten.

Birisi depresyondayken, olumsuz düşünceler sıklıkla devam eder, ancak daha olumlu düşünceler kolayca unutulur.


There is no justice in the distribution of power over the world; that is, one is always strong and the other is weak and as the weak become stronger, it will be inevitable that the strong will weaken proportionately.
Dünya üzerindeki güç dağılımında adalet yoktur; yani, her zaman birileri güçlü, diğerleri de zayıftır. ve zayıflar güçlendikçe orantısal olarak güçlülerin de zayıflaması kaçınılmaz olacaktır.

Orientalism is generally interpreted as a counter-history of European literary tradition, the expulsion of the political ghost of high literary humanity.

Oryantalizm genellikle Avrupa yazın geleneğinin bir karşı tarihi, yüksek yazınsal insancıllığın siyasal hayaletinin kovuluşu olarak yorumlanır.

1.  Avrupa'da doğup büyüyen ve Almanya’nın Kim Kardashian’ı olarak bilinen Metisha Schaefer, beş dil konuşan bir manken ve gözü ilerde olan bir oyuncudur.

Born and raised in Europe and known as Kim Kardashian of Germany, Metisha Schaefer is a model and aspiring actress who speaks five languages.

metisha schaefer ile ilgili görsel sonucu


2.    Chance is to do the right things at the right time, in the right place, with the right people.
Şans doğru zamanda, doğru yerde, doğru kişilerle, doğru şeyleri yapmaktır.

3.    Chronic stress causes your brain to prematurely age and weaken.
Kronik stres, beyninizin erken yaşlanmasına ve zayıflamasına neden olur.

4.    Inadequate sleep affects your brain and slows your reactions by weakening your will.
Yetersiz uyku beyninizi etkiler ve iradenizi zayıflatarak, tepkilerinizi yavaşlatır.

5.    Empathy is the ability to share in and resonate with others' experiences, such as pain.
Empati ağrı gibi başkalarının deneyimleriyle yankılanma ve paylaşma yeteneğidir.

6.    The concept of sustainable development touches upon the fundamental relationship between human beings and nature.
Sürdürülebilir kalkınma kavramı, insanlarla doğa arasındaki temel ilişkiye değinir.

7.    The shampoo that protects against the hairpin contains silicone.
Kepeğe karşı koruma sağlayan şampuanların içinde silikon bulunur.

8.    The relations between Turkey and the West have undergone a tremendous transformation over the last five years.
Türkiye ile Batı arasındaki ilişkiler son beş yılda muazzam bir dönüşüme uğradı.

9.    Hair mesotherapy is one of the most effective methods to prevent the hair from falling off.
Saç mezoterapisi günümüzde saçların dökülmesini engellemek için uygulanan en etkili yöntemlerden biridir.

10.  Aleppo, the meaning of which means the city that smells nice, unfortunately smells of blood and gunpowder today.
İsminin anlamı güzel kokan şehir olan Halep, ne yazık ki bugün kan ve barut kokuyor.

11.  Towards the end of the 1800's, people were using shampoos to clean the toilet, kitchen countertops, and even their teeth.
1800'lü yılların sonlarına doğru insanlar şampuanları tuvalet, mutfak tezgahı ve hatta dişlerini temizlemek için kullanıyorlardı.

12.  You can keep your metabolism alive by having breakfast in the first 2 hours after you wake up.
Uyandıktan sonra ilk 2 saat içinde kahvaltı yaparak metabolizmanızı canlı tutabilirsiniz.

13.  Non-governmental organizations play a significant role in social change and serve as a bridge between the public and private sectors.
Sivil toplum kuruluşları, toplumsal değişimde önemli bir rol oynar ve kamu sektörü ile özel sektör arasında köprü görevi yaparlar.

14.  There are two kinds of people; those for whom world is beyond their dreams and those whose dreams are beyond the world; but the architect of both is nothing but the person himself.
İki tür insan vardır; dünya, hayallerinin ötesinde olanlar ve hayalleri dünyanın ötesinde olanlar; ancak ikisinin de mimarı kişinin kendisinden başkası değildir.

15.  Foreign language learning has become one of the compulsory basic needs such as water and bread for the scientific academic community and bread for the Turkish economy.
Yabancı dil öğrenme, bilimsel akademik camia ve Türkiye ekonomisi için ekmek ve su gibi zorunlu temel ihtiyaçlardan biri haline gelmiştir.

16.  Astronauts use a special shampoo that does not require water to wash their hair in space.
Astronotlar uzayda saçlarını yıkamak için su gerektirmeyen özel bir şampuan kullanırlar.

__________  ________  ________


1.  Hugo Chávez initially believed that capitalism was still a valid economic model for Venezuela, but that it would have to be Rhenish capitalism that would be followed rather than the neoliberalism which had been implemented under former governments with the encouragement of the US.
Hugo Chavez başlangıçta, kapitalizmin Venezuela için halen geçerli bir ekonomik model olduğuna inandıklarını, ancak ABD'nin teşviki ile eski hükümetlerin uyguladığı neo-liberalizm yerine takip edilecek olan Rhenish kapitalizminin olması gerektiğini düşünüyordu.
initially : başlangıçta, ilk olarak 
still : hala
valid : geçerli, sağlam, mantıklı
implement : uygulamak
former : önceki, eski
encouragement : teşvik, cesaretlendirme
                                                  


2.  Clashes broke out after Morsi’s supporters began to move from the Rabea al-Adwiya mosque in eastern Cairo, where they have been staging a sit-in, towards the capital’s city centre.
Morsi'nin destekçileri, başkentin şehir merkezine doğru bir oturma eylemi düzenledikleri doğu Kahire'deki Rabaa el-Adawiya camisinden hareket ettikten sonra çatışmalar patlak verdi.

clash : çatışma, çarpışma
break out : patlak vermek, ortaya çıkmak
supporter : taraftar, destekçi, yandaş
mosque : camii
eastern : doğu
stage : düzenlemek, hazırlamak
sit-in : oturma eylemi
capital : başkent
city centre : şehir merkezi




3.  The world has done a remarkable job of lifting almost a billion people out of extreme poverty in the past two decades.
Dünya, son yirmi yılda neredeyse bir milyar insanı aşırı yoksulluktan kurtarmak için dikkate değer bir iş çıkardı.

remarkable : kayda değer, çok önemli
job : iş
lift : kaldırmak
almost : yaklaşık, neredeyse
billion : milyar
extreme : aşırı, çok
poverty : fakirlik, yoksulluk
decade : on yıl



4.  Tunisia, which sparked the Arab awakening in 2011, seemed set to show the rest of the region what a functioning democracy might look like.
2011'de Arap uyanışını ateşleyen Tunus, bölgenin geri kalanına, işleyen bir demokrasinin nasıl görünebileceğini gösterecek gibi görünüyordu.
spark : ateşlemek, harekete geçirmek
awakening : uyanış
seem : gibi görünmek
set to : tartışmak, girişmek
the rest of : geri kalan kısmı
region : bölge
functioning : işleyen, çalışan
look like : benzemek




5.   India takes AIDS seriously and the fact that the epidemic has not run out of control in the way that was once feared is at least in part the consequence of the country’s policies.
Hindistan AIDS'i ciddiye alıyor ve salgının bir zamanlar korkulan şekilde kontrolden çıkmadığı gerçeği, kısmen de olsa en azından ülkenin politikalarının bir sonucudur.
take seriously : ciddiye almak
epidemic : salgın
out of control : kontrolden çıkmış, çığırından çıkmış
in the way : gibi, şekilde
once : bir zamanlar
fear : korkmak
at least : en azından
in part : kısmen
consequence : sonuç
policy : politika




6.  Three months ago, the European Union  imposed punitive tariffs on solar panels and related components.
Avrupa Birliği, üç ay önce güneş panelleri ve ilgili bileşen parçalara cezai tarife uyguluyordu.
impose : yürürlüğe koymak
punitive : ceza gerektiren
tariff : fiyat listesi, vergi tarifesi
solar panel : güneş paneli
related : ilgili, o türden
component : parça, unsur

                                                                  


7.  Within a short time of its inception, Baghdad evolved into a significant cultural, commercial, and intellectual center for the Islamic World.
Bağdat, kuruluşundan kısa bir süre sonra İslam Dünyası için önemli bir kültürel, ticari ve entelektüel merkez haline geldi.

within a short time: çok kısa bir zaman içerisinde
inception : kuruluş, başlangıç
evolve into : gelişmek, haline gelmek
significant : önemli, mühim
commercial : ticari




8.  Much of the folk music growth in the 1930s was in the area of live performance, particularly in folk festivals that began during the 1930s in the US.
1930'lu yıllarda halk müziği gelişiminin büyük kısmı, özellikle 1930'lu yıllarda ABD'de başlayan halk festivallerinde canlı performans alanındaydı.
folk music : halk müziği
growth : yükseliş, büyüme
area : alan, saha
live performance : canlı yayın
particularly : özellikle




9.  The initial protests in Taksim Square at the end of May 2013 were led by about 50 environmentalists, opposing the replacement of Taksim Gezi Park with a shopping mall and possible residence as well as reconstruction of the historic Taksim Military Barracks over the adjacent Taksim Square.
Mayıs 2013'ün sonunda Taksim Meydanı'ndaki ilk protestolar, Taksim Gezi Parkı'nın alışveriş merkezi ve muhtemel ikametgahıyla değiştirilmesi ve bitişikteki Taksim Meydanı'ndaki tarihi Taksim Askeri Kışlası yeniden inşa edilmesine karşı çıkmak için yaklaşık 50 çevrecinin önderliğinde başladı.
initial : ilk
square : meydan
at the end of : sonunda
environmentalist : çevreci
oppose : karşı çıkmak
replacement : değiştirme, yerine koyma
shopping mall : alışveriş merkezi
residence : konut, mesken, ikamet
as well as : yanı sıra
reconstruction : yeniden inşa etme
historic : tarihi

adjacent : bitişik, yanında, çok yakınındaki

Hiç yorum yok:

e-YÖKDİL 2022 FEN SAĞLIK SOSYAL UZMANINDAN ÖZEL DERS

E -YÖKDİL SINAV TARİHİ: 14.05.2022 BAŞVURU TARİHLERİ: 06.04.2022 - 05.05.2022 GEÇ BAŞVURU TARİHİ: YOK SONUÇLARIN AÇIKLANMASI: 14.05.2022...