LEVEL: C1-C2
THE CLOVE, DON'T CRY
Thinking, understanding, talking, keeping quiet... All these feelings are cooked in the fire after kneading like dough, 'crying'. No other emotion can reach the heights of crying. Even if it is not enough to bring down the top, to disclose the nook, at least he tries to appease the crying person and bring him closer to the promising delight.
AĞLAMA KARANFİL
Düşünmek, anlamak, konuşmak, susmak... Bütün bu duyguların hamur gibi yoğrulduktan sonra ateşte pişmesidir ‘ağlamak’. Başka hiçbir duygu ağlamanın çıktığı zirvelere ulaşamaz. Zirvedekini aşağı indirmeye, kuytudakini ifşa etmeye mecali yetmese bile, en azından ağlayan kişiyi teskin etmeye ve onu umut verici mesut uzaklığa yaklaştırmaya çalışır.
THE CLOVE, DON'T CRY
Thinking, understanding, talking, keeping quiet... All these feelings are cooked in the fire after kneading like dough, 'crying'. No other emotion can reach the heights of crying. Even if it is not enough to bring down the top, to disclose the nook, at least he tries to appease the crying person and bring him closer to the promising delight.
“Crying” is the name of the spring called by the Honorary Master (pbuh) who said, “If you knew what I knew, you would laugh more and cry more.” It is to follow the advice of 'die before you die'. Tears just can't be so simple to fall out after funerals. Hopes of desperate laughter go after humans.
To cry is to keep pace with the rhythm of life. They are accompanied by a little ash and a little smoke. If the sky doesn't cry anyway, how can the earth laugh ... Crying is the best way to say something in the language that everyone will understand. Essentially, young children know it best. This is the most common way they go when they want to get their elders done, and it often works. Crying is often the most concrete indication of our innocence, sometimes our rightfulness, sometimes our regret and helplessness, without the need for a guarantor or a witness. The equivalent in all languages is the same; no translation is required. We cry that one of us can always have children; In other words, it is always to stay human.
Crying often reminds me of sadness, and sometimes joy. But there are some aspects of crying that we cannot see and be aware of. The most important of these is the tears that we regret for our mistakes and sins and shed forgiveness and repentance from our Lord. Only in this way can we get peace by clearing the evil ones such as envy, grudge, lust and anger, which are the most stubborn spots in us.
When we lose hope from words, there is no branch to hold other than to cry. Because there are moments when words get stuck and cannot exceed a certain meaning. Tear comes into play in such cases. First, we put the words that cannot find us the power to take us where we want, as if we string them one after another. Then we can cry the sounds they make while touching each other for ourselves. Sometimes we even witness that crying and laughing is a short circuit and intermingles. The dimples on the cheeks burn out and flash as they applaud their tears ...
AĞLAMA KARANFİL
Düşünmek, anlamak, konuşmak, susmak... Bütün bu duyguların hamur gibi yoğrulduktan sonra ateşte pişmesidir ‘ağlamak’.
Başka hiçbir duygu ağlamanın çıktığı zirvelere ulaşamaz. Zirvedekini aşağı
indirmeye, kuytudakini ifşa etmeye mecali yetmese bile, en azından ağlayan
kişiyi teskin etmeye ve onu umut verici mesut uzaklığa yaklaştırmaya çalışır.
“Benim bildiğimi bilseydiniz, az güler çok
ağlardınız” diyen Fahri Kâinat Efendimizin (sav) çağırdığı pınarın adıdır
“ağlamak”. ‘Ölmeden önce ölünüz’ tavsiyesine uymaktır. Sadece cenazelerin
ardından dökülecek kadar basit olamaz gözyaşları. Umarsızca atılan kahkahaların
peşine takılmış gidiyor insan yığınları.
Hayatın ritmine tempo tutmaktır ağlamak.
Biraz kül, biraz duman eşlik ederler bu hüzün dolu ritme. Zaten gökyüzü
ağlamazsa, yeryüzü nasıl gülebilir ki... Herkesin anlayacağı dilden bir şey
söylemenin en iyi yoludur ağlamak. Esasen bunu en iyi küçük çocuklar bilir.
Büyüklerine bir şey yaptırmak istediklerinde en sık başvurdukları yoldur bu ve
çoğu zaman da işe yarar. Çoğunlukla masumiyetimizin, kimi zaman haklılığımızın,
bazen de pişmanlık ve çaresizliğimizin kefile veya şahide gerek kalmadan en
somut göstergesidir ağlamak. Bütün dillerde karşılığı aynıdır; tercümeye gerek
duymaz. Bir tarafımızın hep çocuk kalabilmesidir ağlamak; bir başka deyişle hep
insan kalmaktır...
Ağlamak çoğu zaman üzüntüyü, bazen de
sevinci hatırlatır. Ama ağlamanın göremeyip farkında olamadığımız yönleri de
vardır. Bunların en önemlisi de, hata ve günahlarımıza pişman olup Rabbimizden
af dileme ve tövbe için dökülen gözyaşıdır. Ancak bu sayede içimizdeki en
inatçı lekeler olan haset, kin, şehvet ve öfke gibi kötülükleri temizleyerek
huzura kavuşabiliriz.
Kelimelerden umut kestiğimiz zaman
ağlamaktan başka tutunacağımız bir dal kalmaz. Çünkü sözcüklerin de tıkanıp
kaldığı, belli bir anlamın üzerine çıkamadığı anlar vardır. İşte böyle
durumlarda devreye girer gözyaşı. Önce bizi istediğimiz yere götürme gücünü
kendinde bulamayan kelimeleri ipe dizer gibi birbiri ardına dizeriz. Sonra da
onların birbirine değerken çıkardıkları sesleri kendimiz için ağlamak biliriz.
Hatta bazen ağlamayla gülmenin kısa devre yapıp birbirine karıştığına bile
şahit oluruz. Yanaklardaki gamzeler bir yanıp bir sönerler dökülen gözyaşlarına
alkış tutarcasına...
Kelimeler Vocabulary
düşünmek: think
anlamak: undersatnd
konuşmak: speak
susmak: keep silent B
duygu: emotion, feeling
hamur: dough
ateş: fire
zirve: summit, apex
ulaşmak: reach
ifşa etmek: reveal
-se bile: even if
en azından: at least
teskin etmek: sedate, soothe
umut verici: hopeful
uzaklık: distance
yaklaştırmak: approach
çalışmak: attempt, try
tavsiye: advice
uymak: comlpy with, obey
basit: simple
gözyaşı: tear
umarsızca: recklessly
kahkaha: laughter
anlamak: undersatnd
konuşmak: speak
susmak: keep silent B
duygu: emotion, feeling
hamur: dough
ateş: fire
zirve: summit, apex
ulaşmak: reach
ifşa etmek: reveal
-se bile: even if
en azından: at least
teskin etmek: sedate, soothe
umut verici: hopeful
uzaklık: distance
yaklaştırmak: approach
çalışmak: attempt, try
tavsiye: advice
uymak: comlpy with, obey
basit: simple
gözyaşı: tear
umarsızca: recklessly
kahkaha: laughter
kül: ash
eşlik etmek: accompany with/by
gökyüzü: sky
üzüntü: sadness, grief
tövbe: repent
eşlik etmek: accompany with/by
gökyüzü: sky
üzüntü: sadness, grief
tövbe: repent
dal:branch
alkış: applause
alkış: applause
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder